4 Mayıs 2012 Cuma

...


Şarkılar dinliyorum. Hissetmiyorum. Hiçbir anıyı hatırlayamıyorum.  ”Hislerim, duygularım, yazmaya çalıştıklarım.” Yazamıyorum, en kötüsü ben artık konuşamıyorum. Kimseye bahsedemiyorum. Hissizleşiyorum. Birileri en sevdiği insanlardan ayrılıp ağladıklarında acımıyorum bile. Bir kere kaybettikten sonra, “nasıl olsa bitmeyecek mi? gitmeyecek mi?” demekten kendimi alamıyorum. Sabahları kucağımda kahvaltı yapıyorum. Domates yemiyorum artık mevsimine göre yemek yiyorum. Sağlıklı besleniyorum. Kimse ölmesin istiyorum. Korkuyorum bazen. Arabaların bana çarpmasını kabul ediyorum da, en sevdiklerime çarpmasından çok korkuyorum. Şarkıları sonuna kadar açıyorum. Hissetmek için. Hatta kulaklıkla dinliyorum. Duyamıyorum. Özlemiyorum. En kötüsü öz-le-ye-mi-yo-rum! Köpeği olduğum insanların bambaşka birine değişmelerini kabullenemiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum. Ben değişiyorum. Sen yok oluyorsun. Nasıl olucak böyle bilmiyorum. Sonumu göremiyorum. Hala en ufak şeyde, kalbimi ağzımda hissediyorum. Evet evet, ağzımda. Sokakta yere tükürüyorum. İğrençleşiyorum. Hiç yapmayacağımı düşündüğüm şeyleri, inat uğruna yapıyorum. Deliriyorum. Ağlayamıyorum. Üzülüyorum da, gözlerim dolmuyor artık. Keşke ağlayabilsem.Ben kendimi kaybettikçe, bambaşka biri oluyorum.
Rüyalarımda bile seni göremiyorum artık. En çok bunu kaybettiğime üzülüyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder