1 Mayıs 2012 Salı

...


Biliyor musun; Aslında en çok, birbirine deli gibi aşık insanlar acıtırlar birbirlerini. Aşk değil, sevgi biter. Sevdiğin insanı değil, aşık olduğun insanı paramparça edersin. Doyamazsın ona. İliğine kadar işlemek istersin. Kanına susarsın. Gözünün içine bakarken bile onu özler, başka birinin onu sevmesi olasılığına katlanazmazsın. Göğüs kafesin daralır, paylaşamazsın.
Senin o, sadece senin. Başkası da kim? Kim o başkaları? Nasıl sevebilirler onu? Nasıl izin verebilir o, başkalarının sevgisinin aranıza girmesine? Ne arkadaşları, ne ailesi? Sadece sen, en çok sen sevmelisin onu. En çok sen bitirmelisin. Sen tüketmelisin. Sen! En çok sen.
Yerden kalkamayacak hale getirirsin sevginizi. Aşkınız günden güne bir çizik atar sevginizin bileğine. Kan olur her yer. Başını öyle bir döndürür ki, fark edemezsin. 
Birbirine çok aşık insanlar ayrılınca hiç görüşmezler. Yan yana olup birbirlerinin yüzüne dokunamamaya, bebek kokan göbeğini öpememeye, artık beli açılınca elini atıp kapatamayacak olmaya onlar katlanamazlar. Dudaklarına yapışmak yerine, konuşurken yalnızca ağız hareketlerini izlemekle onlar yetinemezler.
Birbirine çok aşık insanlar, hep ayrı ölürler. Sevdiklerinin, onları sevenlerin yanında, en büyük tutkularından uzak, sıradan ve güvenli bir şekilde.
Birbirlerinden çok uzakta ölürler. 
Çünkü birbirine çok aşık insanlar, beraberken canlarının diğer yarısını geride bırakıp ölemezler bile. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder